3 Kasım 2014 Pazartesi

Çatı İzolasyonu Verimli Isıtma Sistemi Demektir

İzolasyon konusu tüm evlerde ön planda olan bir konudur. İyi bir ev sadece iç dizaynı ile değil dış cephesinin de gerektiği gibi dizayn edilmesine göre belirlenir. Bu yüzden bunların başında çatı izolasyonu gelir.

Çatı izolasyonları bir ev için hem ses hem de ısı yalıtımı için önemlidir. Bunun yanı sıra karşılaşılabilecek su basmaları içinde önemlidir. Şimdi biraz çatı yalıtımı konusunda fikirler sunup, bu yalıtım sonrasında verimli bir ısıtma sisteminin nasıl kurulabileceğinden bahsedelim.

Çatı İzolasyonu

Çatı izolasyonu binaları olası aşırı yağmurdan, nemden ve güneşten korumak için yapılan bir izolasyondur. Bu malzemeler suya, neme ve güneşe dayanıklı malzemeler olmakla birlikte kaliteli olmalıdır.
Çatı izolasyonlarında en büyük problem yapılacak izolasyonun yeteri kadar iyi olmaması. Bu nedenle uzun süre gidebilecek bir malzeme ne yazık ki kısa süre dayanıyor. Kısa sürelerde sürekli izolasyon yapmak da maddi açıdan sorunlar ortaya çıkarıyor.

İzolasyonun temel amacı güneş, nem ve yağmurdan korumak olduğu gibi nem problemi ciddi bir problem olduğu için malzeme seçiminde dikkat edilmelidir. Yağmur içinse özel kapatıcı malzemeler kullanılarak yağmur suyunun binaya sızması önlenir. Güneşten koruma konusuna gelince aslında izolasyon sonrasında kullanılabilecek paneller yardımı ile güneş ışınları faydaya dönüşebilir.

Verimli Isıtma Sistemi

Çatıya yapılan izolasyondan sonra dış etkenlerden tam anlamıyla korunma sağlanmış oluyor. Ancak çatıların işlevi bununla bitmiyor. Gelişen teknoloji ve artan enerji ihtiyacı bize güneş panellerini sunuyor. Güneş panelleri almış olduğu güneş ısısını dönüştürerek kullanılabilir bir enerji haline getiriyor. Bu dönüştürülen enerji bir binanın ciddi miktardaki enerji ihtiyacını karşılayabilmektedir.

Değişen doğal sistem ve bilinçsizlikten dolayı doğanın bozulmasını gözardı etmemek gerekiyor. Bu sebeple binalar üzerine kuracağımız güneş panelleri hem daha az enerji kullanmaması sağlayacak hem de cebimizde paramızın kalmasını. 

Markanızı Dijital Dünya ile Güçlendirin

Markalar ve markalaşmak isteyen küçük şirketler için en etkili kaynak dijital mecralar. Hedef kitleye direkt olarak ulaşmayı sağlayan bu alanları kullanırken dikkatli olmak gerek. Sosyal medya rezil de eder, vezir de!

Son yıllarda, markaların pazarlama faaliyetlerinde başvurduğu en etkili kaynakların başında dijital mecralar yer alıyor. Bu mecralarla, markalar ürün ve hizmetlerini doğrudan hedef kitlesine tanıtabiliyor. Doğru uygulanan sosyal medya kampanyaları, arama motoru optimizasyonu (SEO), iyi hazırlanmış kurumsal web sitesi ve içerikler sayesinde, kısa sürede milyonlarca kişinin dikkatini çekmek mümkün. Bütün bunları gerçekleştirmek için ise binlerce lira harcamanız gerekmiyor. Düşük bütçeler ödeyerek, hedef kitlenize ve istediğiniz şehre odaklı olarak etkili bir kampanya düzenleyerek hitap ettiğiniz kitlelerin ilgisini üzerinize çekebilirsiniz. Kampanyanıza olan ilgiyi takip ederek, gerektiğinde bütçeyi artırabilir veya kampanyanızı durdurabilirsiniz.

Peki, Sosyal medyada neler yapabilirsiniz?

Facebook hesabınız üzerinde yapacağınız kampanya ile kişileri, web sitenize ve Facebook sayfanıza yönlendirebilirsiniz. Bu sayede, takipçi sayınız artacağından olumlu bir algı oluşturur.  Ayrıca, web sitenizin ziyaretçi sayısı da artacağından arama motorlarında zamanla daha üst sıralarda yer alabilirsiniz.
Google AdWords ile arama motorlarında markanızı öne çıkarabilirsiniz. Burada, kurallara uygun olarak düzenleyeceğiniz kampanyaları yayınlayarak hedef kitlenizi web sitenize çekebilirsiniz.
Twitter üzerinden hashtag’ler oluşturarak takipçi sayılarınızı ve marka bilinirliğinizi artırabilirsiniz.
Bloggerlar aracılığıyla yapılacak haberlerle markanızın bilinirliğini artırabilirsiniz. Faaliyet alanlarınıza en iyi hitap ettiğiniz blogları belirleyip inceleyerek işe başlayabilirsiniz. Sonrasında bloggerlar ile iş birliğinde olabilirsiniz.

Dikkatli olmak önemli

Sosyal medya, markanızın beğenilmesini sağladığı gibi negatif izlenim oluşmasına da sebep olabilir. Orada, markanız hakkında negatif yazılar da yazılabilir. Bu gibi yazıların üstesinden başarılı bir şekilde gelebilecek bilgi ve yeteneğinizin olması sizin için avantaj olacaktır. Reklam ve kampanyalarınızın durdurulmaması için kurallarını iyi bilmeniz gerekiyor. Doğru bütçe yönetimiyle, hedeflenen kitleye en etkili şekilde ulaşmanız için hesaplarınızı sizin için yöneten çok sayıda ajans var. Markanızın imajını ve bütçenizi riske etmemek için bu ajanslardan destek almanızı öneriyoruz. Böylece, riske girmeden daha etkili ve hızlı çözümler alabilirsiniz.

Yeni Maceralara Yelken Açın

Günlük hayatta yapmak zorunda olduğunuz şeyler bir süre sonra rutin olmaya başlayabiliyor. İş, aile, okul gibi belli saatlerinizi kapsayan durumlar ne yazık ki gün içinde başka uğraşlara vakit ayırmaya imkân sunmuyor. Bu başka uğraşlar ise aslında hayatınıza renk katıp olumlu yönde gelişmenizi sağlayabiliyor. O nedenle, hayatınızda yeni aktivitelere ve yeni maceralara yer açın.

Hayatınızda, belli başlı alışkanlıklardan ve zorunluluklardan dolayı yapmak zorunda olduğunuz işler olabiliyor. Bunlarla uğraşırken, farklı aktiviteleri düşünecek ve planlayacak vaktiniz olmayabiliyor.  İşte bu noktada hayatınız standart hale geliyor. Bu standart yaşam, bir yerden sonra rutine dönüşerek artık sıkıcı bir noktaya ulaşıyor. Ancak unutmamak gerekiyor ki; bir insan eğer isterse bu rutin hayattan geri kalan vakitlerinde ilgi alanına özel uğraşlara yoğunlaşabilir. Evet, hobiler ve sosyal aktiviler tam da bu noktada devreye girerek sizin yaşamınıza renk katabilir.

Macera Uzaklarda Değil

Günlük yoğun tempoda ve rutin hayatta bulduğumuz bir boşluk, çoğunlukla dinlenerek geçiyor. Evde, kısa bir tatilde ya da trafikte geçen bu boşlukları aslında daha makul değerlendirmek elbette mümkün. Artık hayatınıza yeni renkler, yeni heyecanlar katma vakti gelmedi mi sizce de? Kendinizi neden bir hafta sonu ya da bir tatilde, denizlere atıp dinlenmek yerine daha hareketli ve adrenalin içeren etkinliklere yönlendirmiyorsunuz? Her şey sizin elinizde. Bir kere de olsa denemeye değecektir.

İçinizdeki Enerjiyi Bırakın

Rutin hayattan sıkıldıysanız ve bir macera arıyorsanız çözüm sizsiniz. Bulduğunuz ilk fırsatta kendinizi doğanın kollarına bırakabilirsiniz. Hayatınızda yapmadığınız adrenalin dolu aktiviteler, boş zamanlarınızı dinlenmek yerine keyif alacağınız etkinliklerle geçirmeniz gerektiğini size gösterecektir. Bu macera ve adrenalin dolu seçenekleri ise bulmak hiç de zor gözükmüyor. İşte o anlarda yapabileceğiniz birkaç adrenalin ve macera dolu aktiviteyi sizler için seçtik:

- Dağcılık: Adrenalin ve macera dolu sporlar arasında en özgürlükçü olanı denilebilir. Kilometrelerce yüksekliği, doğayı ve tırmanmayı seven bir ekiple tırmanıyorsanız, işte bu hayatınıza katacağınız büyük bir macera olacaktır. Çeşitli mini eğitimler sonrasında başlayabileceğiz bu aktivite, sizi doğanın kollarına bırakarak yaşadığınız yere zirveden bakmanızı sağlayabilir.

- Paraşüt: Gün içinde işinizin başındayken, aklınızdan birçok hayal geçiyor olabilir. Ancak kendinizi eve geldiğinizde yorgun ve enerjisiz buluyor olabilirsiniz. Fakat, o küçük tatilinizde paraşütle atlamayı hiç düşünmüş müydünüz? Bir kuştan farksız bir şekilde, doğaya meydan okurcasına kendinizi metrelerce yükseklikten bırakarak, sonsuz bir adrenalin yaşamanız paraşütle mümkün olabilir.

- Sualtı: Denize genellikle tatillerde serinleme amacıyla giriliyor. Güney sahillerimiz bu konuda başı çekiyor. Ancak serinlemek için girdiğiniz bu denizin derinliklerinde neler var, hiç merak ettiniz mi? Binlerce canlıyı içinde bulunduran bu derin sulara dalmak ve orayı keşfetmek hayatınız boyunca yapacağınız en güzel aktivitelerden biri olabilir. Belki de kalıcı bir tutku haline dönüşebilir. Neden olmasın?

Düşünüldüğünde, tatil zamanları ya da boş vakitlerde aslında zamanınızı oldukça dolu ve eğlenceli geçirmeniz mümkün gözüküyor. Size önerimiz rutin hayatınıza uçarak, tırmanarak, dalarak yeni maceralar katın.

Konsantrasyonunuzu Artırmaya Yardımcı 5 Kolay Yöntem

Günlük hayatın yarattığı stres, yoğunluk, kalabalık ve bunun gibi etkenlerden dolayı insan zihni yoruluyor. Bu yorulmalar da konsantrasyon eksikliğine yol açıyor. Bununla başa çıkmanız için size uygulaması kolay 5 öneri sunuyoruz. 

Günlük hayatta sürekli olarak stres, yoğunluk ve yorgunluk içinde olabilirsiniz. Bu da konsantrasyon eksikliğine neden olarak, zaman zaman yanlış veya eksik işler yapmanıza yol açabiliyor. Konsantrasyonu artırmak için sizlere uygulaması kolay 5 yöntem sunuyoruz. Bunları; düzenli uyku, dengeli beslenme, telefonunuzdan uzak durma, yüksek sesten kaçınma ve düzenli beyin egzersizleri yapma olarak sıralayabiliriz. Tüm bu yöntemleri, siz OlduBuIs.Net okurları için derledik.

Düzenli Uyku

Hayatınızda bir düzen ve dikkat istiyorsanız, uykunuzu düzene sokmakla başlayabilirsiniz. Günlük bir bireyin ortalama 6 – 8 saat uyuması gerektiği uzmanlar tarafından söylense de ne yazık ki yoğun hayattan dolayı buna fırsat bulunamayabiliyor. Geç biten mesailer, televizyon ya da bilgisayar başında geçen zamanlar, uzayan okullar, sınavlar gibi birçok etken uykuyu engelleyebiliyor. Ancak hem iş hayatı, hem eğitim hayatı hem de sosyal hayatta konsantrasyonu artırmak için ilk yapılması gereken uykuyu düzene sokmaktır. Düzenli olarak, akşam belli bir saatte yatıp sabahları da belli bir saatte kalkmak, hem vücudu bir dengeye sokar hem de gece vücudun biyolojik hareketleri gerektiği şekilde işleyebilir. Günümüzde, sizi uykudan uzaklaştıran birçok etken olsa da uykuyu düzene sokmak konsantrasyonunuz için çok etkili olacaktır.

Dengeli Beslenme

Vücut sağlığınızı korumak ve dikkatinizi artırmak için diğer önemli bir etken de dengeli beslenme. Bu noktada, kahvaltıları düzenli ve besleyici olarak yapmak çok önemli. Günlük beslenme düzeni; gün içinde kaybedilen vitamin, mineral ve bunun gibi vücut için önemli olan unsurları geri kazanacak şekilde oluşturulmalıdır. Dengeli beslenilerek her şeyin kararında alınması, hem tüm vücudunuzun sağlığı hem de algılarınız için oldukça faydalı olacaktır.

Telefonunuzu Uzak Tutun

Teknoloji herkesin hayatına inanılmaz kolaylık sağlıyor. Bu kolaylıklar sayesinde vakit kazanılabiliyor. İşler kolay bir şekilde halledilebiliyor. Fakat telefona bağımlı olmak ise teknolojinin getirdiği en olumsuz özelliklerden biri olarak görülüyor. Bir iş yaparken gözünüzün istemsiz bir şekilde telefona kayması kaçınılmaz oluyor. Herhangi bir sosyal medya bildirimi, mesaj ya da bunun gibi iletiler aklınızı işinize yoğunlaştırmanızı engelleyebiliyor. Bunun önüne geçebilmek için telefonunuzu çalışırken uzak bir noktada bırakmak işe yarayabilir. Bu şekilde aklınızı telefona vermeden, yapılan işe tam anlamıyla yoğunlaşmak mümkün olabilir.

Yüksek Sesten Kaçınmak

Herhangi bir çalışma üzerindeyseniz, kendinizi o işe vermeniz gerekir. Kaliteli ve gerektiği gibi iş yapmak için bu önemlidir. Ancak hemen hemen her yerde duyduğunuz yüksek sesli müzikler, konuşmalar, kafeler, caddeler olduğu sürece bu biraz zor olabilir. Eğer işinizi gerektiği gibi yapmak istiyorsanız kendinizi yüksek sesli ortamlardan sakınmanız gerekecektir. Aklınızdan geçen cümlelere, bir anda etraftan gelen yüksek seslerin karışması yapacağınız doğru bir işi tam tersine çevirebilir.

Beyin Egzersizleri

Dikkat için gereken başka önemli bir yöntem ise beyin egzersizleri. Günlük olarak belli yollarla beyninizi çalıştırmak konsantrasyon açısından son derece önemli bir aşama olacaktır. Yaptığınız işlere yönelik belirli oyunlar, bulmacalar ya da ezberler yapmanız sizin o işe daha da yoğunlaşmanızı sağlayabilir.
Çabuk dağılabilen dikkati toplamak için aslında genel anlamda gerekli olan yöntemleri tek bir sözcükle özetlemek gerekirse o da “düzen” olabilir. Düzen, hayatın her alanında fayda sağlar. Siz de konsantrasyonunuzu artırmaya ihtiyaç duyuyorsanız, bu noktalara dikkat edip hayatınıza kolayca uygulayabilirsiniz.

İyi Bir Web Sitesinin Avantajları

İş hayatında rekabetin hızla artması, dijital mecraları da etkiliyor. Sosyal medya hesapları üzerinden reklam vermenin yanı sıra, iyi bir web sitesine sahip olmanın önemli avantajları bulunuyor.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, iş hayatında rekabet hızla artıyor. Sosyal medyanın hayatın her alanına yayılması, artık firmalar için yeni ve kolay bir reklam kaynağı oluyor. Daha önce gazetelerde belirli köşelere verilen reklamlar, yerini artık Facebook, Twitter ve Instagram gibi yeni ve kullanışlı sosyal medya mecralarına bırakıyor. Ayrıca, hemen hemen her firmanın kendine ait bir web sitesi bulunuyor. Ancak, artan bu rekabette fark edilebilmek için iyi bir web sitesine sahip olmanın büyük avantajları bulunuyor. Peki, nedir bu avantajlar? İşte bu sorunun cevaplarını yazımızda bulabilirsiniz.

Bir Adım Önde Olabilirsiniz

Artan rekabet, hızla yayılan teknoloji sizi de bir web sitesi açmaya yöneltiyor. Bir firma sahibiyseniz, artık internet alanında da bir yüzünüzün olması gerekiyor. Bu yüzünüzü kazanmak ise firmanıza ait bir web sitesiyle mümkün olabilir. Web siteniz, firmanız için bir el broşürü gibi düşünülebilir. Bu broşürü daha geniş ve detaylandırılmış, görsellerle desteklenmiş, her türlü detayı barındıran ve alt yapısı sağlam bir araç olarak düşünebilirsiniz. Böylece potansiyel müşterilerinizin ve hedef kitlenizin dikkatini çekerek rakiplerinizin bir adım önüne geçebilirsiniz.  

İyi Bir Web Sitesinin Püf Noktaları

Web sitesinin size sunabileceği avantajları iyi değerlendirmek için dikkat etmeniz gereken bazı püf noktalar var. Sizin dijital ortamdaki yansımanız olacak olan web siteniz doğru kullanıldığı taktirde ciddi avantajlar sağlayacaktır. Bu avantajlara biraz göz atalım:
- Kuracağınız web sitesinde, firmanızın logosunu doğru şekilde kullanırsanız müşteriler için akılda kalıcı olabilirsiniz.
- Web sitelerinin sağlamış olduğu geniş veri tabanı ile firmanız hakkında tüm detaylandırmaları yükleyebilirsiniz. Bu şekilde sizi takip eden kişilere sürekli olarak bilgi vermeniz, aktif ve doğru bir firma olduğunuzu işaret edecektir.
- Web sitenizin kaliteli olması sizi arama motorlarından daha üst sıralara çıkarır. Bu sayede ulaşılabilirliğiniz artar ve büyüyen bir firma haline gelirsiniz.
- Site üzerinden sunacağınız iletişim adresleri ile 7/24 ulaşılabilir bir şirket olabilirsiniz. Bu sayede, her türlü geri dönüşü yapmanız prestijinizi artırabilecek diğer bir etkendir.
- Sitenizin içeriği ve görselliğinin profesyonel bir şekilde yapılması, kurumsal kimliğinizi ön plana çıkarır. Bu da tercih edilme konusunda sizi öne çeker.
- Gazeteye verilen iş ilanları da artık yerini web sitelerinde oluşturulan başvuru kısımlarına bırakıyor. Hem işveren hem de potansiyel çalışan için kolaylık sağlayan bu uygulama ile daha çok bilgi aktarımı yapılabilmesi mümkün.

Özetle, bir web sitesi firmanızın her şeyi olabilir. Doğru ve akıllıca kullanıldığı taktirde firmanızın dışarıdan görünen yüzü web siteniz olacaktır. Eğer bu rekabette yer almak istiyorsanız, firmanıza özel bir web sitesi kurmak veya bunu geliştirmek için adımınızı atın.

Kariyerinizi Yaşam Koçuyla Planlayın

Çağımız artık rekabete yönelik bir çağ haline geliyor. Hayatın her alanında bireyler birbirleri ile yarışıyor ve en iyi olmak için çabalıyor. Kişiler, hayatlarında belli birikimlere sahip olduktan sonra kendine yön vermekte zorlanabiliyor. İşte bu noktada yaşam koçları yol gösterici olarak öne çıkıyor. 

Hayatınız boyunca edindiğiniz bilgi ve birikimi kullanarak, kariyerinizde iyi yerlere gelmek isteyebilirsiniz. İş hayatınıza güzel bir başlangıç yapmış olabilirsiniz. Ancak devamı gelmiyordur. Belki mükemmel bir akademik kariyeriniz vardır ve artık iş hayatına yönelmek istiyor, ancak nereden başlayacağınızı bilmiyorsunuzdur.  
Aklınıza bu konularda birçok soru takılıyor olabilir. İş hayatına atılırken veya kariyerinizin devamında, riskler alarak bilmediğiniz yerlere yönelip iyi ya da kötü sonuçlar almak elinizde. Ancak hayatınızda sahip olduğunuz belli birikimlerden sonra kendinize yön vermekte zorlanıyor olabilirsiniz. Nasıl bir yol izlemeniz noktasında kaygılandığınız veya tıkandığınız durumlar olabilir. Bu zorluklar ve kaygılar içinde, rekabet ortamında, size yardımcı olacak yaşam koçları gibi insanlar elbette mevcut. Size biraz yaşam koçluğundan bahsedelim.

Yol Haritanızı Belirliyor

“Hangi yoldan gidecekseniz? Hangi tercih sizin için daha doğru? Buraya yönelirsen risk var mıdır? En doğrusu hangisi?” gibi sorular kariyeriniz boyunca kafanızı kurcalayan sorular olabiliyor. Bu soruların artmasıysa, başarılı olduğunuz kariyerinizde sizi bir çöküşe sürükleyebiliyor. Bilinmezlik ve kararsızlık iş hayatında olmaması gereken en temel unsurlar arasında yer alıyor. Yolunu çizen, ne yapmak istediğini bilen birisi dâima başarıya ulaşabileceğini de bilir. Bu bağlamda, tüm bu sorulardan kurtulmak için yaşam koçları size yardımcı olabiliyor. Sürekli olarak konuşabileceğiniz ve fikir alabileceğiniz birer uzman olan yaşam koçları, sizin yaşantınızla paralel olarak her türlü etkeni bir araya getiriyor. Bu bir araya gelen etkenler, daha sonra karşınıza çeşitli öneri ve fikirlerle sunulabiliyor. Yaşam koçları, bir nevi sizin için yol haritaları çiziyor.

Sağlam Adımlar Atmanızı Sağlıyor

Yoğun iş hayatınızda, verimli ilerlemek için dikkatli olmanız şart. Bu dikkat, yalnızca işinizi değil özel yaşantınızı da alakadar ediyor. Yaşam koçunuz size uygun seçenekler sunarak neler yapabileceğinizi, nelerin sizin kariyeriniz için daha uygun olabileceği sunabiliyor. Yaşam koçlarını yalnızca bir uzman olarak düşünmeyin. Hayatınızda çeşitli yönler sunan yaşam koçları, bir süre sonra dostunuz kadar yakın olabiliyorlar.
Kariyerinizde basamakları çıkarken sağlam adımlar atmak istiyorsanız yeni ve yol gösterici bir dost sizin için yararlı olacaktır.

İş Hayatınıza Kısa Bir Mola: Dans Zamanı

Günümüzün büyük bir bölümünü iş yerinde koşuşturarak geçiriyoruz. Bu yoğunluk içerisinde, bir sosyal aktiviteye katılmak size zor gelebilir. Ancak, iş hayatınıza kısa bir mola verip dans etmeye ne dersiniz?

Hayatınızın büyük bir kısmı iş ile geçiyor. Günün önemli bir kısmında iş yerinde bulunuyor ve yoruluyorsunuz. Geri kalan zamanınızdaysa dinlenmeyi tercih ediyor olabilirsiniz. Ancak, bu yoğunluk içerisinde sosyal hayatınıza dair bir şeyler yapmak aklınıza geliyor mu? Öyleyse, bu yorucu iş hayatınıza biraz renk ve tatlı bir yorgunluk katacak hoş bir seçenek size şunu fısıldasın: İş hayatınıza kısa bir mola verin. Dans zamanı!

Birçok Öge Bir Arada

Yoğun iş hayatınızdan kalan zamanınızı müziğin ritmine bırakmak kulağa hoş geliyor. Yalnızca sosyal bir etkinlik olarak görmemeniz gereken dans, aslında içinde birçok ögeyi barındırıyor. Ritme ayak uydurma, sürekli hareketlilikle esnek ve sağlıklı bir vücut ve bir şeyler yapıyor olmanın verdiği mutluluk. Tüm bunlar, aslında dansa yönelmek için bir sebep. Geniş bir yelpazeye yayılan dans etkinliğinden sizin için Latin danslarını seçtik. Biraz göz atmaya ne dersiniz?

Latin Danslarıyla Ritmi Yakalayın

Hayatınıza biraz hareket katmak istiyorsanız, Latin dansı öğrenmeyi  tercih edebilirsiniz. Latin ülkelerinin barındırdığı neşe dolu ve hareketli ezgilerle kendinizi bambaşka bir kültürde bulabilirsiniz. Latin danslarından size önerebileceklerimizi şöyle sıralayabiliriz:

- Salsa: 1920’li yıllarda Latin Amerika’da ortaya çıkan bu dans türünde, melodiler genellikle akustik gitar ve vurmalı çalgılar yardımıyla oluşturuluyor. Ortaya çıkan bu hareketli melodiler kıvrak bir dans seçeneği olarak göze çarpıyor. Estetik ve doğaçlama figürlerin yer aldığı salsa, 4’lük ve 8’lik ritimle oynanıyor.

- Cha Cha: Bu dans türü, başka bir dans türü olan Mambo’dan türemiştir. Cha cha, figürleri itibarıyla daha keskin bir dans olarak dikkat çekiyor. Müziğin ritmi ile dans, keskin noktalarda kesişiyor ve bu da hem kulağa hem görselliğe yansıyor. Kararlı ve neşeli bir dans çıkarmak istiyorsanız, uluslararası danslar kategorisinde yer alan cha cha size göre olabilir.

- Tango:  Bir dans türünden çok, bir bölgenin veya bir yörenin tanımı gibidir. Arjantin ve Uruguay bölgesinde ortaya çıkan tango, genellikle bölgenin sosyo-kültürel yapısını yansıtan bir içeriğe sahip. Tango bir türden öte, bir anlatım biçimi olarak görülebilir. Denemenizi önerebileceğimiz bir seçenek.

- Bachata: Bu dans türü de tango gibi, bir bölgenin ve yaşayışın tanımı olarak görülüyor. Bachata Dominik Cumhuriyeti’nin varoşlarından tüm dünyaya yayılan bir dans olmuştur. Figürlerinde sosyal ve ekonomik dışlanmışlığı yansıtan bachata, daha sade ve doğaçlama bir tür olarak karşımıza çıkıyor. Tıpkı salsa gibi.
Hayatınızda almanız gereken yeni bir karar olabilir. Tek düşünün ve “iş hayatına kısa bir mola. Dans zamanı!” deyin.